İnsanoğlu çok muhteşem bir mekanizma…
Muhteşem bir zihni var, düşünüyor… Düşünürken beyin dalgalarının yarattığı bir titreşimi yayıyor yine muhteşem bedeninden… Yaydığı bu dalga boyutu, aynı televizyonumuzun kumandasının düğmesine bastığımızda seçilen televizyon kanalı gibi; yaydığı titreşimde o gün nerden yayın yaptığınızı, hangi yayınları izleyebileceğinizi gösteriyor gibi…
Eğer bu titreşim incecik, hafifcik bir titreşimse mutluluklarda, keyiften, hazdan alınan.. Uçuveriyor sanki havaya.. Yükseliyor.. Yükseltiyor…
Yok eğer yoğunsa acılardan, suçluluk duygusu ya da kızgınlıktan o zaman çöküyor, olduğu yeri kaplıyor, kendi enerji dünyasının yapış yapışlığıyla, gözlerin göremediği bir tabaka oluşturuyor sanki.