
Her kim dünyanın gizemini bildiğini söylüyorsa, yalan söylüyordur….
Neden burada olduğumuzu, bu dünyanın neden ve nasıl yapıldığını, nerden geldiğimizi, nereye gideceğimizi, tüm bu gelişlerin ve gidişlerin nasıl olduğunu, aralarının ve içinin ne ile, nasıl dolduğunu…
Nerede başladığını evrenin, sonunun nerede bittiğini…
Dokusunun ne ile dolduğundan çok, dokusunun ne ile, ne zaman oluştuğunu… Neden oluştuğunu…
Her kim bu muhteşem bedenin sırrını çözdüğünü söylüyorsa, yalan söylüyordur….
Bugün çözdüğünü zannettiğiyle, yarın yüzleşecektir, ya da o kadar emindir ki bildiğinde, sorgulamayı kesip, zihninin ve ‘ biliyorum’ diyen yanının esiri olacaktır yarattığı hapishanede… Kendi esaretinde, kendi ihtişamına inandığı gerçekliğinde kaybolacaktır…
Devamını Okuyun…