Kendini paylaşma sanatı değil midir tüm ilişkiler??
Her yeni ilişkide kendimizi biraz daha tanımaz mıyız?? Kim olduğumuzla, kim olmayı seçtiğimizle, kim olmaya zorlandığımızla yüzleşmez miyiz??
Her yeni bileşende başka bir parçamızı aktive etmez miyiz??
Aktive ettiğimiz taraflarımızla yüzleşmek yerine bazen parmağımızı karşıya uzatmayı seçmez miyiz?
Kendimizi gördüğümüzde her ilişkide daha da fazla, tanıdığımızda, bazen gördüklerimizden korkmaz mıyız??
Ne yapacağımızı bilemez tarafımızla yok olmayı seçmez miyiz??
Kendimizi paylaşmak ve ihtiyaçlarımızı doyurmak arasında iki koca farkta karışmıyo mu ilişkinin çizgileri?? Kafalar?? Duygular?? Davranışlar??
Kendini paylaşmayı seçen kişi bildiği, etüd ettiği yerlerini paylaşırken ne kadar rahatsa, hiç bilmediği sularına geçtiğinde ruhunda, tüm bebekliği ve saflığında, yeni görür, yeni bilir, yeni deneyimler haliyle korkmaz mı??
En bilmediği tarafını öğrenmeye çalışırken bazen hatalar yapmaz mı??
Hata mıdır tüm bunlar aslında kişinin kendini tanıması yolunda? Sorgulamaz mı??