En Son Sözlerden Bir Karma:
Muhteşem bir organizmayız. Hislerimiz, yaratımımız, değişimimiz, sürekli gelişimimiz… Hiç birimizin birbirine benzememesi, her birimizin eşsiz olması, hepimizin kattığı farklı güzellikler hayata.
Her gün, her günün her saniyesi hala büyük bir şaşkınlıkla bakıyorum hayatın her zerresine. Bazen kendi kendime gülme krizine giriyorum hatta. Hani cool bir kadınım, dışarıdan bakıldığında gayet de normal gözükebiliyorum zaman zaman. Ama kendimi o şaşkınlıkla yakaladığımda, bir de olur da insanlarla göz göze gelirsem o anda, kahkahamın sesi, beni bile yerimden zıplatabiliyor bazen.
https://www.banukalayci.com/?p=1163 Bölüm 1 için tıklayınız
https://www.banukalayci.com/?p=1163 Bölüm 2 için tıklayınız
https://www.banukalayci.com/?p=1163 Bölüm 3 için tıklayınız
https://www.banukalayci.com/?p=1163 Bölüm 4 için tıklayınız
https://www.banukalayci.com/?p=1163 Bölüm 5 için tıklayınız
https://www.banukalayci.com/?p=1210 Bölüm 6 için tıklayınız
https://www.banukalayci.com/?p=1210 Bölüm 7 için tıklayınız
https://www.banukalayci.com/?p=1210 Bölüm 8 için tıklayınız
https://www.banukalayci.com/?p=1210 Bölüm 9 için tıklayınız
https://www.banukalayci.com/?p=1210 Bölüm 10 için tıklayınız
https://www.banukalayci.com/?p=1210 Bölüm 11 için tıklayınız
Geçen gün muhteşem bir restoranda yemekteyiz. Kokoş kokoş giyinmişiz, süslenmişiz. Tuvalete gittim gecenin bir yerinde… Çıktığımda, normal olarak yapmam gereken, tek kaşımı kaldırarak masaların arasından kendi masama doğru yönelmek olmalıydı ki tam pozumu alıyordum, duvarda muazzam bir karıncayla karşı karşıya geldik. Nasıl güzel, nasıl tatlı ve ne kadar sıra dışı durduğunu anlatamam size.
Aklımdan geçen tam şuydu aslında: ‘ Bu dünyadan olamayacak kadar güzel…’
Kendi lafım, kendi beynimde yankılandığında, ben kendime şaşırdım. Bu dünyadaki her bir güzellikle karşılaştığımda hala, beynime böyle bir şey gelmesine inanamadım. Ve tüm bunlar olup biterken, bir restoranın tuvaletinin kapısında dikiliyor ve muhtemelen insanlara sabit gelen bakışlarımla duvara bakıyor olmam, olayı tam bir komediye çevirdi kafamda…
Diyeceğim şudur ki: Ben, hayranım bu gezegende geçirdiğimiz her anın her deneyimine, içinde yaşadığım bedene, dışarıda gördüğüm tüm bedenlere, doğanın tüm yaratımına ve tüm bunların işleyiş şekline.
Bu kitapta elimden geldiğince bedenimizi, zihnimizi, etrafımızı, duygu ağımızı doldurmuş çöplerimizden nasıl kurtulabilirsinizi anlatmaya çalıştım. Madde madde, küçük küçük egzersizlerle.
Bir deneyin bakalım. Tüm o çerçöp hayatınızdan çekildikten sonra, nasıl görünecek etraf, nasıl kokacak hayat ve nasıl yaşayacaksınız siz, hangi hisle…?
Kitabı bitirmeden son birkaç küçük hatırlatma daha yapıyorum ve sonra, yavaşça ayrılıyorum.
Tatlı Küçük Öneriler:
- Kitapta ‘’zihin-beden – his’’ üçlüsünde, ilk ve en kolay ve en uygulanabilir bilgileri, en anlaşılır şekilde vermeye çalıştım.
Sadece bunları okumak, hayatınızda uygulayan olmak bile, hem bakış açınızı, hem hayatı algılayış şeklinizi, hem de kendiniz ve etrafınızdaki insanlarla ilişkinizi değiştirecektir.
Kullanılmayan her bilgi, çöptür. Kitabı okuduktan sonra uygulamamayı seçtiğinizde kesinlikle ve kesinlikle bir süre sonra hiç bir şey hatırlamıyor olursunuz ve bunda hiçbir sorun yok. Seçimler, tercihler, saygı…
- Ama amacınız, hayatınızı daha farklı, daha keyifli, daha hafif ve neşeli yaşamaksa, kesinlikle ve kesinlikle bildiklerinizi davranışlarınıza geçirmek durumundasınız. Yoksa yine aynı şekilde unutacak ve hiçbir fayda sağlayamayacak noktaya gelirsiniz.
- Kişisel gelişim, bir yolculuktur. Yolculuğun kendisi çok keyiflidir. Sonucu kafanızda belirlemeye çalışıp, yolculuğun keyfini en güzel şekilde çıkarmayı lütfen ihmal etmeyin.
- Bu demek değil ki ‘’hedefleriniz olmasın’’, bu demek değil ki ‘’nereye gittiğinizi bilmeyin’’; hayır. Ama her hedefinize ulaşımda, yeni hedefler koyarak yolunuza devam eder olmak, sizi daha fazla anda ve keyifte tutabilir. Aklınızda olsun.
- Genelde yaşadığınız her ne ise, hissettiğiniz her ne şekilse, sadece size ait olacaktır. Bu, sizin kendinize yolculuğunuz çünkü. İnsanlardan onay almak, sizin gibi hissetmelerini beklemek ve kendinizi onlar gibi hissetmeye zorlamak, yapabileceğiniz en gereksiz şeylerdir.
- Bu konulara siz ilgi duymaya başladıktan sonra, en yakın arkadaşlarınızın bile hiç ilgilenmediğini görmek, sizi hırslandırabilir. Kendi algınızdan onlara açıklamalar yapmaya, onları zorlamaya kalkmayın. Siz, kendi işinize bakın. Siz ne kadar mutlu ve keyifli ve sağlıklı bir alana geçerseniz, onlar o kadar olanlarla ilgileneceklerdir. Konuşanlardan değil, yapanlardan; çekiştirenlerden değil, yol açanlardan olun.
- Çok çok çok gerekli değilse, kimsenin kişisel gelişim çalışmalarının ücretlerini ödemeyin. Kitabı beğendiyseniz, tabii ki arkadaşınıza hediye edebilirsiniz; boş vaktinde konunun ne olduğunu anlaması için alan tanıyabilirsiniz. Ama bireysel gelişim seminerleri, eğitim koçlarından seanslar, bunların ücretlerinin, giden kişiler tarafından ödenmiyor olması, eğitimden beklenen sonuçları almamasına sebep olabilir. Lütfen bu konuda sayın canım güzel egonuzu sabit tutun.
- Kitabı şöyle bir gözden geçirirsek, temizliğin ne kadar önemli olduğunu hatırlarsınız: Beden temizliği, düşünce kalıpları temizliği, evden kullanmadığımız eşyaların temizliği… Hayatımızı beraber yaşadığımız ilişkilerimizde de temiz olmak bir o kadar önemlidir. Duygularınızın negatiften, kararlarınızın varsayımdan uzak olmasına özen gösterin.
- Telefon defterinizi, ajandanızı, kullanmadığınız numaraları, artık işinize yaramayacak mailleri temizleyin… Hatta hayatınızdan, artık karşılıklı olarak birbirinize hizmet etmediğiniz insanları da temizleyin…
- İçinizde duyduğunuz her ses, egonuz ya da iç sesiniz değildir. Fiziksel bedeniniz, zihinsel bedeniniz, duygusal bedeniniz de konuşuyor olabilir. Bu sesleri iyi duyun, iyi tahlil edin. Bu sesleri iyi duymak ve doğru analiz etmek kendinizi tanımanın en önemli parçalarından biridir.
- Rastlantı diye bir şey yoktur. Görün, izleyin, gözlemleyin. Kim, hangi sorunuza cevap vermek, hangi sorununuzu çözmenize yardım etmek için karşınıza çıkmış; hissedin!
- Siz istemediğiniz ve izin vermediğiniz sürece, kimse sizin enerjinizi düşüremez. Lütfen ‘’ geldi, benim enerjimi emdi geçti, enerjimi düşürdü, beni yerlerde süründürdü’’ demeden önce, eğer böyle bir şey olduysa bile, buna neden izin verdiğinizi bulun.
- Anda kalın, anda yaşayın, anda kararlar verin, anı kutsayın, ana şükredin. Görün, kabul edin, takdir edin.(Ve tabi ki bunu yapabilmek için düzenli çalışın. )
Geçmiş geçmiştir. Siz izin vermediğiniz sürece, hayatınızı yönetemez.
Gelecek belirsizdir. Sizin anda vereceğiniz kararlarla şekillenir.
Elinizde andan başka bir şey yoktur. Ve geçmişin yaşantısından, geleceğin endişesinden kurtulduğunuzda, ancak şu anın size taşıdığı mucizeleri görebilir olursunuz.
- İnsanlara söylediğiniz şeylere tabii ki dikkat edin. Ama bundan fazla dikkat etmeniz gereken şey, sözlerin üzerine yüklediğiniz enerjidir. Ne kadar şirin gözükmeye çalışırsanız çalışın, kıskançlığınız, nefretiniz, vs, karşınızdaki tarafından hissedilecektir. Hiçbir ruh, salak değildir.
- Eğer bir yerde kendinizi iyi hissetmiyorsanız, beslenmiyorsanız, büyümüyorsanız, belki kalkıp gitme zamanı gelmiştir. Hiçbir şeye ve kişiye yapışıp kalmayın. Hayat akıp gidiyor ve an kendini her an yeniliyor. Mutlu olmadığınız yerde, eski mutluluklarınıza ya da gelecekte mutlu olma ihtimaline takılıp kalma hali, aslında sizin kendi kendinizi durdurma mekanizmanızdır. Yapmayın.
- Çocuklarınızla ilişkinizde, konuşan değil, örnek olan olun. Çocuk, lafı değil, sizin davranış biçimlerinizi kopyalar.
- Farklı kültür, farklı bakış açısı, farklı yaşantılardan gelen insanlarla paylaşım içinde olmak, sizi zenginleştirir. Bu konuda yargıda kalmamaya ve öğrenmeye açık olmaya özen gösterin.
- Çocuklarınızın, hayatı deneyimlemesine izin verin. Onu, yapmaya özendirin. İhtiyacı olduğunda yanında olduğunuzu bilmek, onun büyümesini deneyerek öğrendiği için hızlandıracaktır. Çocuklarınızın ,yanlış yapmakla barışık olmasına özen gösterin.
- Uçakta meditasyon yapmayın.
- Kendinize iyi davranın. Kendinizi sevin. Kendinize karşı anlayışlı olun. Yıllar sonra aynaya baktığınızda bile yanınızda hep ve her daim olacak tek kişi belki de. Kendinizle ilişkinize özen gösterin.
- Çok su içmeyi ihmal etmeyin.
- Cep telefonunuzla çok fazla konuşmamaya dikkat edin. Konuşuyorsanız, kulaklık kullanma alışkanlığını edinin.
- Her konuda ve hep, yapabildiğinizin en iyisini yapın. Gerisi halledilecektir.
- Okuduğunuz, beni gördüğünüz, beni duyduğunuz, var olduğunuz, gerçekliğimin bir parçası olmayı seçtiğiniz, kendinizi sorguladığınız, benim sorgulamalarıma dâhil olduğunuz için Ben, en Ben halimle ve tüm Sevgimle teşekkür ederim…
Nasıl olsa daha çok görüşeceğiz… Bu arada kendinize çok iyi bakın.
…..
’ Hayat diye bize sunulanın ardında, bambaşka bir hayat var ’’, desem size?
‘’Hiçbir şey, aslında düşündüğünüz gibi değil.’’ desem?
Ya da abartsam…
‘’Aslında her şey, düşündüğünüz gibi ‘’desem.’’ Ve eğer gün olur da sadece düşünceleriniz değişirse, hayatınız da onlarla büyük bir hızla değişecektir.‘’ diye eklesem?
…………………..
Elinizde tuttuğunuz bu kitap, sadece bununla ilgili…
Gerçek olduğunu sandıklarınızı size sorgulatmak, gerçekliğinizin çerçevesini bir daha belirlemenize yardımcı olmak, yeni gerçekliğinizi yaratabileceğinizi söylemek, bunu canınız sıkıldıkça tekrar tekrar yaparken işinizi kolaylaştırmakla…
Banu Kalaycı
HAYAT KARİYERİ….
Bu kitap yaşadığımız dünyada hayatı, başarıyı, mutluluğu, sevgiyi anlamak ve yapmak isteyenlerin kısaca hayat kariyeri meraklılarının bir başucu el kitabıdır.
Annelikle kutsanmış sevgi dolu bir kalbe sahip biri tarafından sevgiyle yazılmıştır. İnsan olmayı anlayabilmeyi, insanoğluluktan insanlığa yükselebilmeyi kendine hedef alan birinin deneyimleri, gözlemleri ve kendi hayat kariyeri boyunca elde ettiklerinin bir yansımasıdır.
Okudukça kendinizden çok şey bulacağınız, tek başınıza olmadığınızı anlayacağınız, bazen dost acı söyler hesabı en keskin gerçekleri kendimizi kandırmamamız için bize sunmaktan çekinmeyen ama her durumda sevgi dolu bir hayat kariyeri kitabı…
Kendi hayat kariyerim sırasında devam ettiğim derslerdeki sıra arkadaşımdan… Tüm sevgimle okumanızı tavsiye ediyorum..
Merve İldeniz
………….
Yıllar sonra hala burada bunları bir araya bizim için getiriyorsam, gerçekten çok görüşmüşüz, çok birbirimizi düşünmüşüz, çok birbirimizin yolculuğunda birbirimizin arkasını tutmuşuz demektir..
Çok teşekkür ederim yolumun bir parçası, görselimin güzeli, hissimin bahçesi olduğunuz için…
Sevgimle,
Sarıldım,
Banu
1 Yorum
2010 da okuyup,hislerime tercüman olan her satır.Ama o zaman sadece okumayla yetinip hayatıma hiçbirşeyi geçiremem,değiştiremem duygusu..Korkularım,güvensizliklerim,…Ve seneler sonra yeni bir ben’le tüm yaşadıklarımla,olmaz canım ben bu duygularla yaşamak istemiyorum artık kalk kendine gel artık dememle yol’um yine Banu Kalaycı ile kesişti..Ve iyi ki kesişti.. Bundan sonra da bırakmam:)