Ama Ben Öyle Sanmıştım…
Ne sanmıştın? Nasıl sanırsın? Bu sanma işini yaparken neyi kıstas alıyorsun? Ve benim yaptığım bir davranışı kendi filtrenden geçirip yorumlarken bunun benim davranışımın özü olabileceğine bir de nasıl inanabiliyorsun?
Yine nerelere gittim değil mi?
Çok uzaklara gitmedim aslında; her gün hepimizin sıkça yaptığı ve gerçekten gerçek sandığı yere gittim.
Birisi bir şey yapıyor, ya da yapmıyor, bir şey söylüyor, ya da söylemiyor, bir bakış atıyor, ya da bakmıyor bile… Ve birçoğumuz bunun üzerine hikâye çıkarabileceğimizi sanarak o ilişkiyi bir yerlere oturtuyoruz. Kırılıyoruz, görüşmüyoruz, tavır alıyoruz, trip yapıyoruz, asıyoruz, kesiyoruz… Ya da kendi kafamızdan âşık oluyoruz, beklentilere giriyoruz. Gerçeğin tamamen dışında bir sanal algı yaratıp içinde yüzüp sonra boğuldum diye ağlıyoruz.-))
Karşınızdaki insanla iletişim kurarken varsayımda bulunarak yolunuza devam etmeniz o ilişkinin kolay bitebilirliğine davetiye çıkarmaktan başka bir şey değildir.
Çünkü her insan farklıdır… En sevdikleriniz, en iyi tanıdığınızı düşündükleriniz, her gün saatlerinizi geçirdikleriniz bile sizinle aynı tanımlara sahip olmayabilir ve aynı davranışlar onlar için bambaşka anlama gelebilir.
Ama biz ne yapıyoruz?
Onları tanımaya çalışmak yerine, onları incelemek, onları etüd etmek yerine kendimizi hep ortaya koyuyoruz;
Bana tek kaşını kaldırarak baktı; kesin çok kızdı, en iyisi konuşmayayım… ( siz çok kızdığınızda tek kaşınızı kaldırdığınız için ancak bu varsayımı yapabilirsiniz)
Telefonu çaldı çaldı açmadı, iki saat oldu geri de aramadı, demek benimle konuşmak istemiyor…( her çaldığında açılan bir telefonunuz olduğundan, bir telefonu açmazsanız o gerçekten o insanla konuşmak istemediğiniz için olduğundan, hemen karşınızdaki insanın da bu sebeple yaptığını düşünüyor olabilir misiniz? )
Her görüştüğümüzde beni kahve içmeye evine davet ediyor ve neden gelmediğimi soruyor, kesin benden çok hoşlanıyor.( siz sadece o çok hoşlandığı kadınları kahve bahanesiyle evinize davet ettiğiniz için böyle algılamış olabilir misiniz acaba. Gerçekten kahve içmek için davet etme ihtimali var mıdır yoksa?)
Son görüştüğümüzde sürekli parasının olmadığından bahsetti, kapalı bir şekilde para istedi ama anlamamazlıktan geldim bende.( Gerçekten sizin her şeyi konuştuğu arkadaşınız olduğunu düşündüğünden ve bu seferde böyle bir sıkıntısı olduğundan bu konuyu konuşmuş olabilir mi acaba? Direk olarak isteyememek ve karşınızdakilere göndermeler yapmak sizin tarzınız olabilir mi sonuçta?)
Bu örnekleri gittikçe arttırabilirim. Sonsuzluğa kadar.
Ama bir deneyebilir misiniz? Bir gün için hiç yoktan mesela… Varsayımda bulunmayı bir gün için kesip net bir şekilde ne istediğinizi, ne anladığınızı, ne istemediğinizi net bir şekilde karşınızdakine söyleyebilir misiniz?
Bir deneseniz… Ortada ne kadar çok yanlış anlaşılma dolandığına inanın siz de inanamayacaksınız.
Ama bunun için her konuşma balonunu yazma arzunuzdan sıyrılmanız, gerçek olanı net olarak görmek için de cesaretiniz olması gerekiyor.
Böyle bir şeye hazır mısınız?
Banu
Aralık 2009
Yorumlarınızı bizimle paylaşmak ister misiniz?