IMG_3508

Büyülü Anlar

Hayatımın en büyülü anlarından biriydi…

Bir seminer zamanı, dostlarla çevrelenmiş muhteşem bir gün ve muhteşem bir gecenin ardından oda arkadaşımla odamızın yolunu bulmuştuk… Yol bembeyazdı, çılgın bir tipi vardı dışarıda… Saat sanırım gecenin ikisi… Odaya giden yol boyunca kahkahalarımızla kaç kişiyi uyandırdık bilmiyorum, ama rüzgâr o kadar güçlüydü ki iki adım ileri gidebiliyorsak bir adım geri düşüyorduk…

Sonunda odaya vardık…

Odaya gelir gelmez ben kendimi banyoya attım…

Çıktığımda O odada zıplıyordu. ‘’ Banu dışarı çıkmalıyız… Çok güzel dışarısı bunu kaçıramayız.’’ Düşünmedim bile. Evet, rüzgârı, karı, tipiyi, doğanın şu anda bize sunduğu her şeyi bizim ona sunduklarımızla birleştirmeliydik sanki. Gecenin o kapkaranlık sanılan o anki beyazlığıyla bir olmalıydık sanki… Ayaklarım çıplak, üstümde bornozum, elim O’nun elini tuttu ve sonsuz beyazlığa açılan odamızın bahçe kapısını açtık.

Rüzgâra karşı ve rüzgârla beraber bahçenin yarısına kadar yürüdüğümüzü hatırlıyorum. Sonra da gözümü kapattığımı…

Hayatımın en büyülü anlarından biriydi.

Bedenim benimdi sanki ama benim değildi. Ayaklarımın altında karın yumuşaklığı, bütün bedenimi saran rüzgârın gücü, yanımda en dostlardan birinin nefesi… Çılgın rüzgârla konuşan. Rüzgâra karşı, rüzgârla beraber durmak orada öylece, doğanın her parçacığını ben gibi hissetmek, bedenin yok olduğu yerde sanki bütün evreni hissetmek… Kelimelerin bittiği yerde, zihnin durduğu yerde, orada, öylece… Anın içinde ben olarak kaybolmak belki de sadece… Rüzgârın gücünü, karın şefkatini, doğanın bütünlüğünü ben gibi, benim gibi bilmek…

Ne kadar kaldık orada bilmiyorum. Gözümü açtığımda arkadaşımla göz göze geldik sadece. Bir kez daha kahkaha bizi ele geçirirken odamıza döndük. Yaşadığımız deneyimin büyüsüyle…

Odaya geri geldiğimizde zihin buradayım dedi hemen. Ellerimize baktık üşümüş mü diye? Ve şaşırabildik hala sıcacık kalabildiğimize.

Beden mi bizi durduran gerçekten? Zihnimiz mi yoksa. Üşümesi gerektiğini söylediğimiz için mi üşüyor, ya da burada yanman lazım dediğimizde mi? Hasta olma zamanı şimdi dememiz mi hastalandırıyor acaba onu? Bunu yapamazsın dediğimiz için mi acaba yapamıyor bir çok şeyi??? Bu yiyecekler sana kilo aldırmalı dediğimizden mi şişiriyoruz onu ya da? Bu kadar muazzam bir organizmanın bir parçası olduğumuzu unutuyor muyuz acaba zaman zaman???

Bu kadar muhteşem bir hayatta bu kadar unutmuş olmak sahip olduklarımızı çok mu hüzün verici yoksa bu muhteşemliği her anımızda hatırlamak için mi yaptık acaba bunları??? Bilemedim şu an…

Tek dileğim…. Hayatımızda büyülü dediğimiz anların her gün, her an ve artarak olması sanırım…

Banu

Ocak 2010