Şu ölüleri nasıl gördüğümü merak ediyormuşsunuz.-))

Anlatayım efendim…

Şimdi ben sanırım 4-5 yaşlarındayım, tam hatırlamıyorum yaş olarak ne olduğunu ama hangi evde oturduğumuzu, hangi koltuklarımızın olduğunu hatırlıyorum, o yüzden sanırım 4-5 yaşındaydım diyorum.. İçerden annemle babamın tartışma sesine uyandım… Hava karanlık, ben muhtemelen gece uykusuna geçmişim ama, o karanlık çok gece olduğu için değil de ben küçük olduğum içindi sanki, yani akşam hava anca kararmış gibi hissim, ya da öyle olsun diliyor hala içimin bir tarafı.-))

Babam diyor, ‘’ Dedesi kızı hiç görmedi ben onu mezarına götüreceğim,’’ annem diyor ‘’ olmaz, deli misin?’’

Şimdi dönüp bakında annem 25-26, babam 29-30 olmalı herhalde… O yaşlar…O yaşları…

Ben uykudan yeni kalkmışım, aman kavga etmesinler durumu, o çocuğa yüklenen – aman benim için hiç ama hiç etmesinler- halinin belki de ilk belirmeleri, ben babamın elini tuttum, mezar ne, mezarlık ne anlamaz ben, öyle çıktık dışarı…

O zamanlar Üsküdar- Selimiye’de oturuyoruz, Çiçekçi’nin bir sokak altı gibi, evden çıkıp biraz gidince Karacaahmet Mezarlığı zaten…Biz girdik içeri mezarlıktan…. Biraz içerlere girdik, babam ‘’daha çok yol var dedenin mezarına, sen şimdi korkarsın içerlere daha da gidersek, sen bekle beni burada, ben bi dedeni ziyaret edeyim,’’ dedi, beni bir mezarın üzerine oturttu, gitti.-))

Hava karanlık, mezarlığın ışıkları var ama, ben mezarın üzerinde otururken tatlı bir kadın geldi, sonra yaşlıca bir adam, sonra da genç gibi ama orta yaşlı bir adam daha… Beni mezarın üzerinde uyuttular, başımda beklediler, kadın kucağına yatırdı falan, çok net yani bütün orada yaşananlar… Sonrasında da odamda uyandım zaten…Babam muhtemelen geri dönüş yolunda beni almış ve geri getirmiş eve…

Hiç korktuğumu hatırlamıyorum, endişelendiğimi, üzüldüğümü… İnsanlar bu hikayeyi dinleyince biraz endişe dolu korkuya kapılıyorlar ama bende tek hatırladığım babamın beni yanında istemesi, orda o tatlı kadının saçımı okşaması, mezarlığın huşu sessizliği, uyurken gözlerimin önündeki ışık hüzmeleri, o kadının güzeller güzeli yüzü, o yaşlı adamın saçlarının rengi… Ve o orta yaşlı adamın ses tonu, gözleri… Huzur… Bir de telepatik anlaşabildiğimiz hepsiyle…

O günden sonra çok hikayem var bedeninden ayrılmış ama ışıkla daha buluşamamış arkadaşlarla…

Bi de benim onları gördüğümü fark ettiklerinde o gözlerindeki ifade.-)) Hiç susmadan konuşmaları.. Çok şey öğrendim ölümden sonra ışığa gidene kadar neler oluyor sayelerinde…

Tek sorun kontrol edemememdi uzun yıllar… Hani telefon çalınca ister açar ister açmazsın ya, bunlar da öyle bir şey yoktu, canları ne zaman isterse, ben nerede ne durumda olursam olayım, konuşmaya başlıyorlardı…

Bir keresinde Gündoğan’da, o zamanın popüler mekanlarından birindeyiz, dans workshopu içn gitmişiz, sabahtan akşama dans ediyoruz gruptakilerle, kimse birbirini çok tanımıyor ama hep beraberiz, üzerimde bikini, elimde günün ilk mohitosu, arkadaşlarımla otururken pırt beliriverdi takım elbiseli bir tanesi… Ben görmezden geliyorum, o durmadan konuşuyor, en sonunda dayanamadım o çok tanımadığım kadına sordum saçını neden kısacık kestirmiş diye, çünkü adam başka bir şey demiyor ve susmuyor da, susmayacak gibiydi de ben sormadan hatta… yani ölmüş gitmiş ama, derdimiz kızımızın saçını neden kestirdiği, oradayız yani.-) Kızımız başladı ağlamaya… Mekan birden sessizleşti, insanlar anlamadı kızımız neden birden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı falan…Bir anda ben oldum Woopi Goldberg’i ilişkinin birden bire.-)))Adam konuştu, ben sordum, kadın cevap verdi derken , bar ortası ışığa yollama seansı gerçekleştirince kontrolsuz, bu işi nasıl başlatıp nasıl bitireceğini öğrenmem gerektiğini bir kez daha anladım… 

Çok hikaye var ama çok insan içeriyor özeliyle, o yüzden konu o hikayeleri açığa çıkarız paylaşmak değil, konu benim hikayemin nasıl başladığı ise, ailede anne tarafından gelen psişik görüler muhtemelen babamın beni gece mezarlıkta bırakması ve beim yargısızca ve korkusuzca görebildiklerimle aktive oldu…Ölmüş ama ışıkla buluşamamış olanların titreşimi benim için görülebilecekler haznesine girdi daha çok küçükken ve sonrasında da muhtemelen normalim oldu… Akabinde de benim onları gördüğümü ve duyduğumu anlamalarıyla birbirine giren duyan gelmiş hayatımı nasıl yönetebileceğimi öğrendiğim sürecimi hızlandırdı bu deneyimler…

Hazır konu ölüm ve ölümden sonra ışıkla buluşmaya gelmişken, neler tavsiye edebilirim sevdiklerinizin kolay geçişi için;

  • Mümkünse kitle halinde olan eşyalarını ilk yedi gün içinde dağıtın; kıyafetleri, ev eşyaları, özel eşyaları, vs vs
  • Mücevherlerini kesinlikle bir kaç gün suda bekletin.. Her 3-4 saatte bir suyu temizleyin, tazeleyin… ve yine mücevherleri toplu olarak tek elde tutmayın, dağıtın ya da dönüştürün.. 1-2 değil, avuç dolusu olanlardan bahsediyorum,
  • Arkasından çok ağlanıp, çok duygusal çengeller atmayın… Hep yolunun açık, aydınlık ve kolay olmasını, ama yolunun olduğunu, bu dünyada her şeyin yolunda olduğunu, yoluna odaklanması gerektiğini ona hatırlatan duygu gönderimleri yapın,
  • İlk 7 gün.. Kendi duygusal temizlikleriniz ve kişinin madde temizliklerine odaklanmak için en güzel günler, iyi değerlendirin,
  • Yaşarken ölümden sonra nasıl kolaylıkla gideceğine inanıyorsa, onları yaptığınıza emin olun, o her ne ise fark etmez- kimisi için arkasından dua, kimisi için parti…Kişinin ölümünden sonra gidişini hızlandıracak dileğini yerine getirebilirseniz de süper olur…

Onun dışında… Tüm bunların dışında… Yaşarken her anınızı doya doya sevdiklerinizle paylaşmanız, yaşayanların nefesindeyken sevdiğinizi söylediğiniz ve sevildiğinizi hissettiğiniz anlar bütününe hayatım demeniz dileğim…

Sevgimle,

Banu

10 temmuz 2021